ÇANAKKALE GEÇİLMEZ !


Bugün 18 Mart 2015... 
Çanakkale Zaferinin 100. yılı... 
Gözlerimi kapayıp başımı yastığa koyuyorum ve hayal etmeye çalışıyorum... 
100 yıl öncesine gidiyorum... 
Evet bugün 18 Mart 1915... 
Atalarımı görüyorum... 
Fakirlik görüyorum... 
Yokluk görüyorum... 
Zorluk görüyorum... 
Gözlerinde sevgiyi, hasreti, kahramanlığı ve en önemlisi imanı görüyorum... 
Cepheye gidiyorum... 
Dedelerimi görüyorum... 
Nenelerimi görüyorum... 
15'lileri görüyorum... 
O gün orada Hz. Hamzaları, Alparslanları, Osman Gazileri, Sultan Fatihleri, Şehitleri, Gazileri görüyorum... 
Cephe gerisinde olup da cephe ile bir olan, yürekleri orada atan şehit analarını, eşlerini, yetimleri, öksüzleri ama dilleri dualı nenelerimi görüyorum... 
Gözlerim doluyor... 
Ağlıyorum... 
Rabbim mekanlarını cennet kılsın... 
Ruhlarına El Fatiha (Amin)...

Yaklaşık 2 yıl önce Çanakkale'de görev yapan Ali ÖZTAŞ isminde bir polis memuru abi 'Çanakkale' konulu bir konferans vermişti. Eşim ile birlikte konferansa gittik. İlkokula başladığımdan bu yana oyunlu eğlenceli konferansların yanında daha bir çok konferansa katıldım. Ancak bu konferans bambaşkaydı. Kitaplarda yazmayan vardı bu konferansta. Nitekim o kadar çok etkilendik ki eşimle birlikte ağladık... Tam da burada size o konferansta nelerden bahsedildi? Neydi bu kitaplarda olmayan? Tam da bunlardan bahsedecekken tesadüfen videosunu buldum ve sizlerle paylaşmak istedim. 

Son söz olarak; ÇANAKKALE GEÇİLMEZ !


Çay severlerin yeni gözdesi "Ofçay Hazine Zengin Dem"

Tamam olan eksiğimiz,
yarım kalan uykumuz,
tazelenen ömrümüzdür,
bir bardak çay.

Tıpkı Aşk gibi üç harflik kelimedir Çay.
ve tıpkı aşk gibi ;
ne vakti vardır bir bardak çayın,
ne sebebi ne de mevsimi !

Ne kadar güzel söylemiş şair şiirinde...

Mükellef bir kahvaltı sofrası hayal edin, her şey tamam, ama eksik, olmazsa olmaz ki o tavşan kanı ÇAY sız....
Bir sofra düşünün,muhabettin dibine vurulan, dost yüreklerin var olduğu, bir de çay var ise usulünce demlenmiş, doyum olur mu o sohbetin tadına.

Bir çok şey yazılabilir aslında çay üzerine...Ama sözün özü şu ki,, çay deyince akıllara kazınacak, tiryakisi olunacak bir çaydan bahsetmek istiyorum sizlere.

OFÇAY Hazine Zengin Dem....

Öncelikle lezzeti, rengi, kokusu, dokusu ve bereketli paketleri ile çay severlerin gözdesi olmaya aday...
Hani bazen demlik poşetlerine sıcak bakmaz ya çay tiryakisi olanlar işte tam bu noktada şunu belirtmek istiyorum. 
Bu köşeli demlik poşetlerin içinde bildiğimiz dökme çay var ve tertemiz billur gibi süzülmüş çaya sahip oluyorsunuz kolaylıkla. uzun uğraş gerektiren demlik temizliği de tarih oluyor bu şekilde. ...
Aynı zamanda diğer bir güzel tarafı da bir köşeli demlik poşetinden 10 bardak dolu dolu çay çıkıyor olması. ...
Su var ki; Ofçay Hazine’in bu harika tadını keşfettikten sonra sizde benim gibi diğer çay markaları ile vedalaşip OFÇAY HAZİNE'nin bu harika serisi ile devam edeceksiniz çay aşkınıza...:)
Muhteşem aroması ve berrak rengi ile çay severlerin gözdesi olmaya aday Ofçay Hazine Zengin Dem ....
Ağız tadınız ve #koselidemlikposet iniz eksik olmasın yaşamınızdan ...!!!

Bu içerik http://birtutamkekik.blogspot.com/ tarafından hazırlanmıştır.

 

 

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

LEOPAR KURABİYE

Yine şık sunumuyla sofraları renklendiren bir tarif paylaşacağım. Paylaşmadan önce sizlerle paylaşmak istediğim başka bir şey var. Tarifimin görünümü leopar desenli olduğundan söylemek istedim. Lütfen kendi süsleriniz için hayvanları kullanan canilerden olmayınız. Nasıl bir insanlıktır bu. Yeri geldiğinde ben şöyle insanım ben böyle insanım diye ahkam kesen insanlar bir de bakmışsın masum hayvanları kullanıp sırf etrafa gösteriş budalalığı yapmak için giymiş kürkleri. Evet belki çok güzel deseni olduğu için seviliyor olabilir. Rabbim ne güzel yaratmış. Bunları dile getirmek istedim inşallah okuyan birileri olur da vazgeçerse ne mutlu bana.

Gelelim kurabiyeme... Evet yine çok şık çok güzeller..işte buyrun tarife geçelim hemen:)



Malzemeler :

250 gr. yumuşak tereyağı yada margarin
1 çay bardağı sıvı yağ
2 çay bardağı pudra şekeri
2 adet yumurta
2 aket vanilya
Yarım paket kakao
Aldığı kadar un


Hazırlanışı :

Kakao hariç diğer malzemeleri karıştırın. Unu yine kontrollü bir şekilde hamur toparlanana kadar ilave edin. Hamurdan 1 mandalina 1 de portakal büyüklüğünde bezeler koparın. Mandalina büyüklüğünde olana hamurun rengi iyice koyu olacak şekilde kakao ekleyin. Portakal büyüklüğündeki hamura da biraz daha az kakao ekleyip kahverengi almasını sağlayın. Yani elimizde koyu kahve, açık kahve ve sade hamur olmak üzere 3 renk hamur olacak. Açık kahve hamuru uzunlamasına merdane yardımıyla açın. Koyu kahve hamura da uzun silindir şekli verin ve açtığınız hamurun ortasına koyun ve rulo yapın. Yaptığınız ruloyu 1'er santim aralıklarla kesin. Bu hamurları bir kenara alıp sade hamuru 1,5 santim kalınlığında açıp kenara aldığınız kakaolu hamurları üzerine yerleştirin ve hamurun aralarına girmesi için tekrar merdaneyle üstünden geçin. İstediğiniz kalıplarla kesip şekil verin. Aralarda çıkan hamurları da ziyan olmasın diye küçük top top kurabiye yaparak değerlendirebilirsiniz. Yağlı kağıt serili tepsiye dizin ve fırına verin. Önceden ısıtılmış fırında 180 derecede pişirin. Çok üstünü kızartmayın ki renkleri böyle daha iyi bence. Afiyet olsun...

ÇAY POŞETİ KURABİYE

Uzuuuunnnca bir aradan sonra herkese selamlar. Beni blogumdan uzak tutan sebeplere gelince; bi süre misafirlerim vardı önceki yazımda bahsetmiştim. Ama bu sebeplerin başında tabi ki de minik kızım var. Onunla daha çok vakit geçiriyorum. Beni daha çok yanında istiyor. Birde ilk anne oluşumun verdiği acemilikle her şeye yetişemiyorum malesef. Bazı şeyler hep eksik kalıyor. Neyse beni buralardan uzaklaştıran varsın böyle tatlı sebepler olsun dimi :)


Boş durmadım yinede. Paylaşacak şeylerim yok sanmayın sakın:) cici mi cici şeyler hazırladım size. Sofralarınızı renklendirecek cıvıl cıvıl kurabiyeler hazırladım tabiri caizse. Sohbeti sonralara bırakıp hemen tarife geçmek istiyorum ki paylaşamadığım günlerin telafisini biran önce yerine getirebilmek için :)

Bu arada günümüzde sıkça duyduğumuz kadına şiddet haberlerinin yerini kadına değer verilen güzel haberlerle dolu günler alması temennisi ile tüm hemcinslerimin "Kadınlar günü kutlu olsun ..."
 


Malzemeler :

150 gr. yumuşak teryağı yada margarin
1 yumurtanın beyazı
1 su parmağından 2 parmak eksik pudra şekeri
yarım paket kabartma tozu
1 paket vanilya
Aldığı kadar un

Süslemek için:

Bitter çikolata,fıstık,hindistan cevizi,renki glazür..



Hazırlanışı :

Yumuşak yağı, yumurtayı, pudra şekerini iyice karıştırın. Unu azar azar ilave edin. Kabartma tozu ve vanilyayı katın. Hamur toparlanana kadar un katmaya devam edin. Sonra hamuru oklava yada merdane ile 1 santim kalınlığında açın. Hamurun üzerine çay poşeti koyup aynı ebatta kesin. İp bağlanan kısımdaki deliği açın. Biraz büyük açın çünkü kabarınca kapanabiliyor. Ben hepsini aynı şekilde yapmadım resimlerde gördüğünüz üzere. Bazılarını kalpli bazılarını çiçekli kalıpla yaptım. Açıkçası bunları da çok beğendim. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye kurabiyeleri dizip üzeri pembeleşinceye kadar fırında pişirin. Bitter çikolatayı cam bir kaseye koyup su kaynayan tencerenin üzerine koyun ve çikolatayı eritin. Yani benmari usulü eritilmiş olacak böylelikle bilmeyenlere tarif etmiş oldum. Pişen kurabiyeleriniz soğuyunca benmari usulu eriyen çikolataya bulayıp süsleyiniz ve donması için dolaba koyunuz. Afiyet olsun...


UŞAK USULÜ KEŞKEK

Herkese iyi akşamlar.. Biraz uzak kaldım bugünlerde ama telafisini yapacağım inşallah. Misafirlerim geldi birkaç gün önce. Kayın validem, kayın pederim ve eşimin erkek kardeşi geldiler ziyaretimize. Bende fırsattan istifade usta ellerde yapılan uşak usulu keşkeğimiz yapılmışken sizlerle de paylaşmak istedim. Uşakta yöresel yemeklerin başında diyebilirim. Düğünlerin olmazsa olmaz yemeklerinden biri. Çoğu yörede keşkek denince buğdayla yapılan bir sürü tarif akla geliyor. Kimi sulu, kimi etli, kimi tavuklu... Benimde Uşak'a gitmeden önce tatmadığım bir tarifti diyebilirim. Çok basitmiş gibi görünse de kıvamını tutturmak biraz marifet ister bence. Üstüne yapılan sosu lezzetine lezzet katıyor.
Sizinde beğeneceğinizi umarak bu tarifi paylaşmak istedim. Kayın validemin dilinden keşkek tarifim.





Malzemeler :

500 gr buğday
1 adet orta boy soğan
1 yemek kaşığı tereyağı
yarım çay bardağı zeytinyağı
1 adet tavuk bulyon
1 fincan pirinç
Tuz,su

Sosu için;

1 yemek kaşığı domates salçası,
2 yemek kaşığı zeytin yağı,
İsteğe göre karabiber

Not: (Kayın validemin ağzından Uşak şivesiyle hazırlanışını paylaşıyorum. :)



Hazırlanışı:

Akşama napcen nişlicen diye tarif düşünen akedeşlere benim bir tarifim vaa. Tarifimin adı ; Keşkek. Össen (herhalde) keşkeği bilmeyeniniz yoktur. Nemmen (bilmem) yapabilcen mi diye düşünmeyin, yapasınız. Bencileyn (benim gibi) herkesle yemek yapmayı seviyo burda. O zaman nu bakıp durusunuz hadi tarifi paylaşam gali. Önce keşkeği aşamdan ıslacez. Tencereye sıvı ve tere yağdan koyup ince doğranmış soğanı kavurcez. Islanan keşkeği yüğüp (yıkayıp) tencereye ilave etcez. Sonra bir süre gavurup üzerine soğuk su ilave etçez. Kaynamaya bırakçez. Keşkekle şişip yumuşeyince pirinç ve bulyonu ilave etçez. Tuzu da kattıktan sona kısık ateşte pişirçez. Su miktarı vemedim çünkü buğday epey su çekiyo ya gülüm. Suyunu çektikçe ilave etmeniz gerekcek. Pişene gada soğuk su ilave etçez ve tahta kgaşıkla garıştırcez ki böylelikle dibine sarmeycek. Kıvamı resimde de gördüğünüz gibi baya yoğun oluyo. Aşure kıvamında olması yeterli olcek. Sosu için yağla birlikte salçayı kavurçez. Keşkeğin üzerine sosunu ilave edip isteğinize göre karabiber dökebilisiniz. Keşkeğiniz hazır afiyet olsun. Nişlicen bakıp durceniz mi öyle. De gidi akedeşle de. Yin gali benim keşke beğenceniz mi bakam :)



BAL PARMAK TATLISI

Tatlı tatlı tatlııııı... :) :) Hamileliğim hariç tatlısız bir hayat düşünemiyorum. Hiç aklıma gelmezdi hamile kaldığımda tatlıdan uzaklaşacağım. Ama miniğim dünyaya gelince aynı bağımlılığım aylar sonra tekrar kaldığı yerden devam ediyor. Bazen şerbetli tatlılar, bazen bol kremalılar beni benden alıyor :) Bu tarifi denedim beğendim. Damağımda bıraktığı tatla aklımda kalan tatlar arasında yerini aldı. Yani yapımı bir kereye mahsus olan tatlardan değil. Arada bir yaparım diye düşündürüyor bana. Tatlıyı çok sevenlere tatlı, mutlu,şeker gibi bir hayat dileğiyle.. İyi akşamlar.



Malzemeler :

2 Adet yumurta
Yarım çay bardağı sıvı yağ
4 Yemek kaşığı pudra şekeri
125 gr tereyağı
3-4 su bardağı un
Yarım paket kabartma tozu
Yarım çay kaşığı tuz

Bulamak için: 1 kase irmik

Şerbeti için  :

2 buçuk su bardağı şeker
3 su bardağı su

Hazırlanışı :

Önce su ve şekeri bir tencereye koyup ocakta 15-20 dk kaynatarak şerbetinizi hazırlayın. Şerbetinizi ılımaya bırakın. Şerbet kaynarken hamurunuzu hazırlayabilirsiniz. Bunun için yumurtayı, yağları ve pudra şekerini karıştırın. Unu, kabartma tozunu ve tuzu da karıştırıp azar azar yumurtalı karışımınıza ilave edin. Unu her zamanki gibi kontrollü bir şekilde ilave edip yumuşak bir hamur elde edin. Elinizle şekil verip irmiğe bulayın. Fırın tepsisine dizip fırında üzeri kızarana kadar pişirin. Tatlı sıcakken ılık şerbetinizi bal parmak tatlınızın üzerine döküp çekmesi için üzerini başka bir tepsi ile kapatın. Tatlınız hazır afiyet olsun.


MAYALI PEYNİRLİ ÇİÇEK POĞAÇA

Şık masalara oturmayı hepimiz severiz. Hele ki biz bayanların daha da çok ilgi duyduğunu düşünüyorum. Tatlıların yanında yaptığımız ikramlar ilk önce görselliği ile ön plana çıkar. Yapılanlar çoğu zaman aynı olsa da farklılıklar katarak ön plana çıkarmak ise bizim elimizde. Poğaça, salata, dolma, kurabiye... Çoğu masalarımızda vardır ama biraz tatlı dokunuşlar yaparak farklılıklar ortaya koyabiliriz. Belki tat aynı ama görsel şıklığı ile beraber daha bir güzel gelebilir. İşte böyle küçük dokunuşlarla sıradan gözüken güzel lezzetleri öne çıkartmayı sevenlerdenseniz bu tarifim tam da size göre. Sevdiğiniz dostlarınızla güzel sohbetler eşliğinde şık tatlar etrafında oturmanız dileğiyle hemen "Mayalı Peynirli Çiçek Poğaça" tarifime geçiyorum...






Malzemeler :

3 Yemek kaşığı tere yağı
Yarım su bardağı sıvı yağ
2 Adet yumurta (1 yumurtanın sarısı üzerine sürmek için )
1,5 Su bardağı süt
1 Paket instant maya
1 Tatlı kaşığı tuz
1 Yemek kaşığı şeker
Un

İç harcı için :

Peynir ve maydanoz

Hazırlanışı :

Yumurtayı, yağları ve sütü karıştırın. Sonra un, şeker, maya ve tuzu ilave edin. Hamur toparlanana kadar un koyun. Yoğurmuş olduğumuz hamuru 15 20 dakika kadar üzeri örtülü bir şekilde mayalanmaya bırakın. Sonra hamuru ikiye bölüp az unlanmış tezgahta açın. Ben tepsiye hamuru geçirmesi kolay olsun diye ilk hamuru yağlı kağıt üzerinde açtım. Açtığınız hamurun ortasına ve kenarlarına iç harcını koyun. Üzerine ikinci hamuru açıp yerleştirin. Ortaya koyduğunuz harcı içine alacak büyüklükte bir kaseyi hamurun üzerine kapatın ve kenarlarını çatalla bastırın. Hamurun uç kısımlarındaki fazla hamurları da kesin ki tam yuvarlak bir görüntü elde edebilesiniz. 




Hamurların birbirine yapışması için kenarlarını biraz bastırın. Sonra kase koyduğunuz kısma kadar ara ara kesin ve döndürüp iç harcın biraz görüntüsünü ortaya çıkarın. Yumurta sarısını da üzerine sürüp istediğinize göre susam ve çörek otu da ilave edip pişmesi için fırına verin. 







Müthiş görseli ile "Mayalı Peynirli Çiçek Poğaça" nız hazır. Afiyet olsun...

KURU BİBER VE PATLICAN DOLMASI (KOFİK DOLMASI)

İnsanoğlunun var olduğu günden bu yana en temel ihtiyaçlarından biri aç karnını doyurmak :) Ancak hepimizin ortak isteği karın doyurmanın yanında bunun biraz da lezzet ile harmanlanmasıdır. Lezzetine doyum olmayan, insanın damağında lezzet patlamaları meydana getiren güzellikte yemekler olunca ayrı bir keyif alırız yemek yemekten. 

Her yörenin kendine özgü yemeklerinin yanında hepimizce bilinen yemekleri ufak tefek değişikliklerle farklılıklar kattıklarına çoğu kez şahit olmuşumdur. Ben de şuan ikamet etmekte olduğum Elazığ'da tam da bu konuya özel bir tarif paylaşacağım. Evet bugün ki tarifim; Kuru biber ve patlıcan dolması (Kofik Dolması).





Sabah kahvaltısından kalkarken bile acaba öğlene ne yapsam, akşama ne pişirsem düşünceleri her gün zihnimizi meşgul etmeye devam ederken, mevsim geçişlerinde de bu düşünceler zihinlerimizdeki yerlerini çoktan alıyor bile. Yazın bolluğunu kışa taşıyabilmek için yaz mevsiminden harıl harıl Ağustos böceği ve karınca hikayesindeki karınca misali kışa hazırlık için başlıyoruz bir şeyler yapmaya. Yukarıda da bahsettiğim üzere şuan Elazığ'da ikamet ediyorum ve Elazığ bu konu da epey zengin bir şehrimiz. Elazığ'da yazın tüm balkonlar, hatta polis barikatları bile ;) ki ulusal haberlere de konu oldu, şehrin balkonlarını sarılı, turunculu ve siyahlı renklere bürüyen el yapımı gök kuşakları ortaya çıkıveriyor. 
(Foto, ajans23 sitesinden alıntıdır. )

Yazın sıcağından açılan balkonlardan, balkon demirlerine kuruması için asılan biber ve patlıcanların çıkardığı ahenkli de seste ayrı bir dinlendiriyor insanı :)


Ben burada bu dolmaları çok sevdim. Çünkü yediğim diğer dolmalardan farklı bir tada sahip. Ben özellikle patlıcanlı olanına bayılıyorum. Sizinde beğeneceğinizi umarak hemen kuru biber ve patlıcan dolması (Kofik Dolması) tarifine geçiyorum.



Malzemeler :

Kurutulmuş dolmalık biber ve patlıcan
Pirinç
Sıvı yağ
1 Yemek kaşığı domates salçası
1 Yemek kaşığı biber salçası
1 Kase domates suyu
Yarım demet maydanoz
250 gr. kıyma
5 Adet soğan
4 Yemek kaşığı nar ekşisi
Tuz
Sumak
Pul biber
Kuru Nane
Reyhan


Hazırlanışı :

Kuru biber ve patlıcan dolmanızın adedince her biri için 1 yemek kaşığı pirinç koyarak iç malzemesini ayarlayabilirsiniz. Ben göz kararı yaptığım için içleri dolu dolu oldu. Pirincinizi ayarladıktan sonra yıkayıp süzün ve üzerine soğanları yemeklik doğrayın. Maydanozları ince ince kıyıp ilave edin. Domates salçası, biber salçası ve domates suyunu da ekleyin. Eğer domates suyunuz yoksa salçanızın miktarını artırabilirsiniz. Bu dolmaya ekşiliğini veren nar ekşisini ve lezzet katan diğer baharatları da katın. Yağını da katıp karıştırın. Böylece iç harcınız hazır. Kurutulmuş patlıcan ve biberlerinizi kaynayan tuzlu suda haşlayın. İlk önce biberleri haşlayın ki patlıcanın kara suyu biberlerinize geçmesin. Dolmalıklarınızın içini hazırladığımız iç harç ile doldurup tencereye dizin. Üzerine dolmalarınızın boyunu geçmeyecek ama aralardan gözükecek kadar su ilave edip ocağa bırakın. Kaynayınca kısık ateşe alıp pişirin. Ocaktan almanıza yakın isteğiniz üzerine yağ gezdirebilirsiniz. Eveett... Kuru Biber ve Patlıcan Dolması (Kofik Dolması) hazır. Bu arada kofik ne diye soracak olanlara da şu cevabı vereyim. Kofik; içi boş anlamına geliyor. Bilginize. Şimdiden afiyet olsun... Sevgiler...

HAŞHAŞLI POĞAÇA (PEKSİMET)

Bugün sizlerle eşimin memleketi olan Uşak'a özgü bir tarif paylaşacağım. Aslında Uşak'a özgü olması tariften ziyade kullanacağım malzemeden dolayı öne çıkıyor. Evet bugün ki tarifimin adı; Haşhaşlı Poğaça. Aslında Uşak'ın Banaz ilçesinde buna Peksimet diyorlar. Ve o kadar güzel yapıyorlar ki gerçekten yolunuz o taraflara düşerse gidip birde yerinde yemelisiniz. 



Eşim ile nişanlandıktan hemen sonra bir bahar gününde Karadenizden ailem ve akrabalarımla yola çıktık ve 6 saat yolculuktan sonra Banaz'a ulaştık. Bu sayede Banaz ve çevre illerini de gezme fırsatı bulduk. Yolculuk esnasında  yol kenarlarında özellikle bembeyaz ve mosmor çiçeklere bürünmüş uçsuz bucaksız tarlalar gördük. Bir an kendimizi dünyaya kendisini çiçekleri ile tanıtan Hollanda'da gibi zannettik. Merakla eşime dikkatimizi çeken o çiçekleri sorduğumda bana onların Haşhaş olduğunu söyledi. 

                                 ( www.bilgialanı.com adresinden alıntıdır. )

O zamana kadar haşhaşın o renk çiçekler açtığını ve daha sonra kabuğa dönerek içerisinde haşhaşın yetiştiğini bilmiyordum. Hatta eşim şöyle bir ayrıntı daha paylaştı. O beyaz renkli olanların içerisinden sarı haşhaş, mor olanların içerisinden ise siyah haşhaş çıkıyormuş. Hatta bununla kalmayıp biraz erken gelseydik bize salatasını bile yapabileceklerini ama bunun için topraktan yeni çıkan, boy atmayan taze filiz halleri ile mümkün olduğunu bahsetti. Tabi o sene olmasa da daha sonra salatasını da yedik :)

Her güzel geçen günün ardından artık geri memlekete dönme vakti gelmişti. Sağolsun kayınpederim ve kayınvalidem bizlere bolca sürtülmüş sarı ve siyah renkli haşhaşlardan yaptırmışlardı. 

Günümüzde ki hemen her şey gibi sürtülmüş haşhaşta makineleşmeden nasibini almış. Eskilerden sürtülmüş haşhaşın kendine özel taşı varken artık her şey gibi o da tarihte yok olmaya yüz tutmuş. Ama ben bu noktada çok şanslıydım. Çünkü çoğunuzun görmediği belki varlığından bile haberdar olmadığı o taşı genç kızlığından bu yana saklayan kayınvalidem de buldum.  



Ne taşı olduğunu bilmiyorum ama epey bir ağır olduğunu eşimin kaldırırken ki zorlanmasından anladım :)

Her zaman besleyici tariflerin yanında hep doğal olanını da tercih etmeye çalıştım. Bu tarifimde anlayacağınız üzere epey bir doğal oldu. Şimdi biran önce Haşhaşlı Poğaça (Peksimet) tarifime geçmek istiyorum.



Malzemeler :

1,5 Su bardağı süt
1 Su bardağı su
Yarım Su bardağı sıvı yağ
2 Tatlı kaşığı şeker
1 Tatlı kaşığı tuz
1 Paket maya
Un

İçi için ;

Sürtülmüş sarı haşhaş
Sıvı yağ

Hazırlanışı :

Süt, su, yağ ve eğer yaş maya kullanıyorsanız maya, tuz ve şekeri katıp karıştırın. Eğer toz maya kullanıyorsanız sıvı malzemeleri karıştırdıktan sonra un ile beraber katabilirsiniz. Unu kontrollü bir şekilde katın. Çok fazla ele yapışmayacak çok da sert olmayacak kıvama gelince hamur istenilen kıvama gelmiş demektir. Hamurunuzun üzerini temiz bir bez yardımıyla kapadıktan sonra 45 / 60 dk. arası dinlendirmeye bırakın. İçi için ölçü vermedim. Çünkü bu sizin ne kadar haşhaşlı sevdiğinize bağlı. Haşhaşı yağ ile karıştırarak sürülebilir kıvama getirin. Yağda da miktar belirtmedim. Çünkü bazı haşhaşlar çok yağlı olabiliyor. Hamurunuz mayalandıktan sonra 8 eşit parçaya bölüp beze yapın. Sonra tezgahınızı az unlayarak servis tabağı büyüklüğünde oklava ile açın. Oklava ile yapılan tarifler bazılarını zorlayabilir ama bu tarif onlardan değil korkmayın. :) Sadece tabak büyüklüğünde olması yeterli. Her açtığınız hamurun üzerine haşhaşlı karışımdan sürün. Ben bezeleri 4'er 4'er ayırarak yaptım. 2 tane kalıpta pişirdim yani. 4 hamura aynı işlemi yapıp en üsteki hamura haşhaşlı karışımdan sürmeyin. Diğer 4 hamura da aynısını yapın. Bu şekilde de yarım saat kadar bekletin ki bu güzel açılması için şart. Sonra hamuru elinizle kenarlardan çeke çeke incelterek açın. Yırtılması çok önemli değil ama yırtılmaz ise daha bir katları belirgin oluyor. Çok kolay açıldığını sizde göreceksiniz. Kolay açılmasına neden olan içine sürdüğünüz yağlı haşhaş olduğu için elinizi yağ konusunda korkak alıştırmayın derim. Açtıktan sonra üzerine tekrar haşhaş sürün ve rulo yapıp yağlanmış kek kalıbınıza yerleştirin. Üzeri kızarana kadar fırında pişirin. Fırından çıkartınca üzerine bir bez örtmeyi unutmayın. Aksi takdirde çok kuru olacaktır. Bu şekilde soğumasını beklerseniz üzeri hafif çıtır, içi ise yumuşacık olacaktır. Ben sunumunu bu şekilde sevdiğim için kek kalıbında yaptım. Siz düz tepside de yapabilirsiniz. İşte hepsi bu kadar. Kat kat açılmış Haşhaşlı Poğaçanız hazır. Afiyet olsun...

GÜRCÜ TATLISI

Bir dönem boyunca yeri geldiğinde sabah erkenden kalkan, yeri geldiğinde akşam ödevini yorgunluktan uyuyakalıp yapamayan çocuklarımızın karne sevinci var bugün. Aslında onlar o küçücük bedenlerinin altında onlara yüklenen koca koca sorumlulukların üstesinden gelmek için çok gayret sarf ediyorlar. Evet onlar için bugün karne sevinci var. Belkide bazı anneler ve babalarda çocukları gibi ilk defa bu sevince ortak olacaklar. Çocuklarının ilk karnesini almanın heyecanı ve sevinci onları da fazlasıyla mutlu edecek. Benim boncuk kızım daha 2,5 aylık ve bu sevinci yaşamaya Rabbim nasip ederse daha zamanımız var. Şimdiden tüm yavrularımızı tebrik ediyorum. Özellikle onlara fedakarlıklarından dolayı tüm annelere şükranlarımı sunuyorum. 

Eminim çoğu çocukta bugünü karne almaktan çok sabah erkenden kalkıp okula gitmeye ve bir süreliğine de olsa ödev yapmaya ara vereceğine daha çok seviniyordur. Bende bu noktada annelere çocukları ile beraber günlerini daha tatlı geçirmeleri için çalışan anneleri de düşünerek pratik ve besleyici bir tatlı tarifi paylaşmayı düşündüm. Adı her ne kadar Gürcü Tatlısı olsa da onlar için bugüne özel adı Karne Tatlısı olsun :)

Küçüklerin karnesi olur da bizim karnemiz olmaz mı?  Hadi bakalım benim notumu da siz verin :)

Öğrencinin ;

Adı Soyadı          : Mutfak Hazinem
Okul Numarası   : 118 (Şuan için GFC sayım :)
Sınıfı                   : 1 YPT (YemekPastaTarifi)

Benim öğrenci künyem bunlar. Dersler malum.. Yemek tarifleri, Tatlı tarifler, Pasta Tarifleri, Börek Tarifleri vb...

Karnenin son bölümünde bulunan, ki hala var mı bilmiyorum, öğretmenin kanaat ve sınıf içindeki değerlendirmelerinin bulunduğu ( Arkadaşları ile paylaşımı, El becerisi, Grup içi davranışları vb... gibi ) bölüme yazılacakları da sizlere bırakıyor ve bir an önce dersime dönüyorum :)


Malzemeler : 

4 Adet yumurta
Yarım Su bardağı şeker
Yarım Su bardağı sıvı yağ
1 Su bardağı ceviz
1 Su bardağı hindistan cevizi
1 Su bardağı un
1 Paket kabartma tozu
1 Paket vanilya

Şerbeti için ;

2,5 Su bardağı şeker
2,5 Su bardağı su

Hazırlanışı :

Yumurtaları şeker ile iki katına çıkana kadar çırpın. Üzerine sırayla sıvı yağ, ceviz ve hindistan cevizini koyup karıştırın. Un, kabartma tozu ve vanilyayı da birlikte bu karışıma ekleyin. Ben bu ölçülerdeki tarifim için kare bor cam kullandım.


Kare bor camı yağlayın. Hazırlamış olduğunuz harcınızı eşit miktarda kare bor camın her yerine yayın. Hazırladığınız harç gözünüze az gelmiş olabilir. Gerçekten de dolu dolu görünmüyor. Bu yüzden telaşa kapılmayın. Piştiğinde iki katına çıkıyor.


200 derece fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirin. Şerbetini ise tatlıyı fırına verdiğiniz zaman hazırlayabilirsiniz. Bunun için su ve şekeri 5 dakika kaynatmanız yeterli olacaktır. Sonra ılımaya bırakın. Tatlınız piştikten sonrada ılık olması için bir müddet bekletin. Sonra şerbetinizi tatlınızın üzerine dökün. Gürcü Tatlınız damağınızda lezzet patlaması için hazır. Şimdi eşiniz ve çocuklarınız ile birlikte afiyetle yiyin :)

ŞEBİT YAĞLAMA

Evde yemek yok, mutfakta uğraşasım yok, işten geldim yorgunum, gezmelerden geldim evdekiler ne yiyecek...? İşte böyle düşünenlerin imdadına yetişecek çok kısa sürede hazırlayabilecekleri bir tarif paylaşacağım. Üstelik hem göz doyurucu hem de çok lezzetli. Şebit Yağlama bildiğim kadarıyla Kayseri mutfağının bir yemeği. Yanılıyorsam uyarın lütfen :)



Ekmekli bir yemek olduğu için başlı başına yeterli bir yemek. Lahmacuna da benziyor aslında. Ekmeğini evde kendinizde hazırlayabilirsiniz. Un, su ve tuz ile hamur yoğurup yağsız tavada ince ekmekler yapabilirsiniz. Ama o zamanda pratikliği kalmıyor. O yüzden en iyisi benim gibi hazır lavaş ile kısa sürede harika bir tat çıkartın ortaya.



Malzemeler : 

250 gr Kıyma
4 Adet Yeşil biber
1 Adet Büyük soğan
Yarım Su bardağı sıvı yağ
1 Dolu yemek kaşığı salça
5-6 Adet orta boy lavaş
Tuz
Karabiber
Pul biber

Hazırlanışı :

Kıymayı tavaya koyup suyunu bırakıp çekinceye kadar kavurun. Bu aşamada biraz su koyup kavurursanız kıymanız topak topak olmaz. Yağı da kıyma suyunu çekince üzerine koyun. Soğanı yemeklik doğrayıp ilave edin ve kıyma ile beraber kavurmaya devam edin. Biberleri de yemeklik doğrayıp ilave edin. Hemen ardından salçayı ekleyin. Biraz daha salça ile kavurduktan sonra az su ilave edin. Tuz ve diğer baharatları da ekleyip pişirin. Suyunun fazla olmasına gerek yok. Lavaşları yağsız tavada biraz ısıtın ve üzerine kıymalı harçtan koyup dağıtın. Sıra ile lavaşları ısıtıp üst üste aynı işlemleri yapın. İstediğiniz büyüklükte dilimleyin. Son olarak sarımsaklı yoğurt ile servis edin. Şebit Yağlamamız hazır. Afiyet olsun...

N o t : Hani yiyecek içecek gibi  bir şey aldığımız da der ya "Serin ve kuru yerde muhafaza ediniz" diye. İşte bu tarifinde dikkat edilecek kısmı:  "Sarımsaklı yoğurt ile  tüketiniz" :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...